25 Ekim 2013 Cuma

Lütfen Destek

   Twitterdan esinlendiğim ama sevmediğim bir cümleyi yazacağım. Takip eden takip ederim. Change .org sitesi insanların veya kurumların herhangi bir şey için imza kampanyası başlatabildiği bir sosyal medya mecrası. Bilen biliyordu. Daha önce de yazdım change .org hakkında.
 
   Şimdi kendim bir kampanya başlattım destek verirseniz sevinirim eğer uygun buluyorsanız. Bende size destek veririm uygun bulursa :))

19 Ekim 2013 Cumartesi

Yol (Hayat) Hikayesi

   Efendim güya bayram aslında tatil münasebetiyle bir yol gezmesi yaptık. İzmir'in konumu itibariyle deniz kenarı dışında şöyle kır dağ bayır gezmesi yapılacak yerleri fazla . Özellikle doğuya doğru gittiğinizde.
   Bu kır gezme yaptığımız yerler İzmir'im ilçeleri. Ama bir güzellikleri var ne kadar gelişseler de o kasaba havası, o köye havası özellikleri nadiren de olsa korunmakta. Çıktık yola gidiyoruz. Şehirden uzaklaştık ve yeşilliğin bol olduğu yerlere geldik. Yolda mola veriyoruz sebze meyve bakıyoruz tabi ki doğal.( popüler adıyla organik). Dağlara çıkıyoruz temiz hava ciğerler bayram ediyor.Bir restoranda yemek yiyoruz.Yemekte mis gibi tereyağ mis gibi zeytinyağ kokusu ve tadı.
   Şehirde yaşayanlar için burası cennet.Sessiz! sakin! stressiz!.Peki orada yaşayanlar için de öyle mi?Gelişen Dünya yavaş yavaş orayı da ele geçirmeye başlamış.Yazımın başlığı çok iddialı gibi.Yol durup çay içtiğimizde bir dertleşmeye şahit olduk. Parantez içinde "Hayat" kelimesinin kullanmam aslında herkesin "hayatı" kendine anlamında .Yani herkesi "derdi" var anlamında.Yoksa ne "yol" hikayeleri vardır.
   Yolda bir köy kahvesi gibi yerde durduk. Önden söyleyeyim çay mükemmel. Arkadaş dedi ki "usta şekeri al, fazlası dokunuyor". Servis yapan başladı anlatmaya  50-55 yaşlarında. "Fazla takmayın şeker oluruz" diye. Ben iki by-pass ameliyatı geçirdim. Dört damarım tıkalı. 2 senedir kendi isteğimle ameliyat olmayı reddediyorum. Ve tansiyon hastasıyım.Burada yaşıyoruz ama stres bize var, sıkıntı bizde de var gürültü bize var. Tabi bunlar olunca içki sigara da var.Onun için bakın keyfinize" dedi.
   Düşünün adam şehirden çook çok uzakta doğallığın ortasında ve stresten bahsediyor. İçki ve sigaradan bahsetmiyor."STRES" diyor. Bu stres, bu iğrenç Dünya düzeni, belkide gereksiz teknoloji, olmadık yerlere yapılan fabrikalar, Onlar'ın düzenini de bozmuş.Bize göre cennet olan yerler Onlar'a kabus olmaya başlamış.
   

 Eğer bu yerler cennet olma özelliğinin kaybediyorsa farkında olmadığımız ya da farkına varamadığımız bir şeyler var ve kötü bir şeyler var.
   

12 Ekim 2013 Cumartesi

Analiz 2 (Televizyon Programları) +16


   Ah bu televizyon. Nemenem bir şey bu televizyon. Onla da olmuyor, onsuz da olmuyor. Biraz Tuncel Kurtiz'in "Ezel" anlatığı  hikaye ya da okuduğu şiire başlarken aklımda kalan "Nemenem" kelimesinden uydurduğum cümleyle girizgah yapma istedim. Televizyon gerçekten bizi uyutan(eğlendiren, boş vakit geçirten) mı yoksa bilgilendiren bir teknoloji mi?
   Gerçekte irdelemek istediğim konu "Televizyon Programlarının" siyasete etkisi.Çünkü iyi bir twitter kullanıcısı olarak Twitter Sosyal Medyasında televizyon programlarının örneğin yarışma, kadın programları, diziler ve benzeri programların halkı uyuttuğu ve bunun bugünkü siyasetin bundan yararlanıp ülkeyi iyi yönetmediğidir. Halkın televizyon programları sayesinde uyuduğundan bunun farkına varmadığıdır.Bunu söylenyen muhalif olanlardır

   Tabi ki açıklamam gerekir ki, kesinlikle iktidar yanlısı değilim.Herhangi bir partiye de bağlılığım yoktur.Peki muhalifler ne kadar haklı?Gerçi haklı olsalar bile bugünkü gerçeği değiştirmez ama ben bugün bir takım olumsuzlukları geçmişin hatasından kaynaklandığını iddia ettim, Twitterda dahi.Tekrar hatırlatıyorum sadece ve kısaca televizyon konusunu işleyeceğim.
   Nedir geçmişte yapılan olumsuzluklar? Örnek 1, yayınlanan diziler. Ben 80 doğumluyum ve Amerikan dizileriyle büyüdüm. Bende bir olumsuzluk oldu mu bilmiyorum ama bugünkü dizler bizi uyutuyorsa o zaman ki yüzde 90 Amerikan dizileri yayınlanıyordu hemde TRT tarafından uyutuluyorduk. Örnek, Dallas.Doğrusu ben Dallas'a yetişmedim ama Dallas yayınladığında sokakların neredeyse boşaldığı anlatılır.
   Örnek 2, evet bilgi yarışmaları vardı. Örnek, 1 kelime 1 işlem. Çok faydalıydı.Şuan TRTOKUL da  yayınlanmakta. Bu zamanda var. Evet o zaman para dağıtan yarışmalar yoktu ama hediye veren yarışmalar vardı.
   Örnek 3, bu örneğe bugünden verecek bir örneğim yok ki birazda 90'lı yıllara bakalım. TUTTİ FRUTTİ. Okuyanların yüzünün güldüğünü fark ediyorum:)) 90'lı yılların bizi en çok uyutan programlarından biriydi.Kadın Memesi görecek diye millet ne yırtınıyordu!!! :)))
    Ve daha nelere neler.Mesela Tinto Brass erotik filmleri. Neredeyse sansürsüz ve erken saatte. Tam gece 12:00 'de:))
   Şimdi gelelim siyasete. Çok mükemmeldi, siyasetimiz dolayısıyla ülkemiz.Fakirdik amam mutluyduk ama umutlumuyduk. Ne kanunlar çıktı, değişti! Ne siyasi hukuki skandallar oldu! Kimdi suçlu?Televizyon Programları mı?
    Suçu biraz kendimizde kendi içimizde arasak. Öyle doğruyu bulsak.Biz ne seyretmek istiyoruz ya da neden izlediğimiz şeylere takılıyoruz? Bunlara cevap arasak daha iyi olmaz mı?

Not: Geçmiş yıllarda bilgi kirliği yaratan televizyon programları yoktu.