27 Haziran 2014 Cuma

Adalet Bu Olmamalı!

   Türkiye'de adaletin yani hukukun iyi durumda olduğundan kimse neredeyse söz edemez herhalde. İnsanlar adaleti hakkını almak için -nedense bunlar hep mazlumlar oluyor- bir şeylerini kaybetmek durumunda kalıyor.
    Türkiye birkaç yıldır malum davalarda adaletin yok olduğunu ya da olmadığını sanıyor.Ama aslında hiçbir zaman olmdı. Malum davalarda insanlar tutsak oldu, evet özgürlüklerinikaybettiler ama itibarlarını, dostlarını sevdiklerini, mallarını mülklerini kaybetmediler. Tabi burada birde vefat edenler oldu. Onlar için, aileleri için söylenecek fazla söz yok. Ölenlere rahmet ailelerine sabır diliyorum.
Resim Rizehaber.com dan alınmıştır.
     Peki ya kaybedenler. Küçük bir örnek. Rize Küçükçayır köyünde bir vatandaşımız toprağını korusun diye,  Mahkemeye HES yapılamaz raporu sunulabilsin diye bilirkişi masrafı için İNEĞİNİ satmış. Ne kadar acı. Kimbilir ne kadar seviyordu İneğini yoldaşını? Ki köylü için hayvanı çok önemlidir..Ama toprak olmazsa İnek'te olmaz. Ve satmış.Ama için acı tarafı adaleti bulabilmek için İneğin satılması. Adalet para ile bulunmamalı.Adalet Bu Olmamalı!
Ama maalesef ülkemşzde durum bu. İnşallah düzelir.
 Not: Hes için durdurma kararı alınmış. İnşallah değişmez. Ve başka İnekler satılmaz.

5 Haziran 2014 Perşembe

İş Dünyası'nda Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği

    İş Dünyası'ında şöyle bir tabşr vardır, "Sıfırdan Geldim". Ne demektir bu? Herşeyi tırnaklarımla kazıya kazıya kimsenin yardımı olmadan geldim demektir. Bunun güzel tarafı kimseye eyvallah'ın olmamasıdır. Güç, Başarı, Para. Kimse kolay kolya gık diyemez.Kötü tarafı bu insanlarda (bazı diyelim yine) "ben egosu" öne çıkar. Herşeyi "ben" yaptığıma döner. Bu düşünce yapısıyla gittikçede güçlenirler. Çünkü bu insana gıpta edenler çoktur. Yukarıda belirttiğimiz gibi gık denilmediği için, eyvallahı olmadığı için yükselirler. Bazıları sonunu iyi getirir. Bazıları ise yok olur. Çünkü "ben" düşüncesi sonunda kendini de yok eder.
uludağsözlük.com dan alınmıştır.
    Böyle insanlar genellikle babasının işine oturanla karşı karşıya gelmesir. Çünkü bir patron çocukluğu havası, biz fi tarihinden beri iş düyasındayız cakası vardır ya işte o "sıfırdan gelen" insanları çıldırtır. Hava hiç gelemezler. "Bana babamda kalmadı" savunması yaparlar. Bazıları bunu hakeder bazıları hak etmez. Üstüne koymuştur. Hemde alın teri ile .Ama bazılarıda üsütüne koymuştur ama haramla, o cakayı kaybetmemek için.
    Bu "ben diyen ile "baba parası" ile caka satanın ortak özelliği adam olmayışlarıdır Yani insan. Kimseye fatdaları yoktur. Sadece sahip olduklarını sayarlar o kadar.

Not: Bu yazının ilham kaynağı Prof Emre Alkin paylaşımıdır.

Siyasette Ayna

     Genel olarak baktğmızda herkes siyasetçilerden rahatsız. Bugüne kadar çoğunluk Türkiye'de politikanın politikanın kendi menfaati için siyasete atıldığını düşünür. Oy verirken de  böyle olduğunu bilir. Ama "aman Vatan'a" birşey olmasın mantığı ile oy verilir. Bu, iç çatışma veya dış tehdit(savaş gibi) anlamındadır ve "gerisi( hizmet, temek haklar vs) nasılsa hal olur" denilir.
      Peki, bu ne kadar doğru. Çünkü "gerisi" dediğimiz şeyler  bizim başk şekillerde işlerimizi yani yan yollar işlerimiz siyasetçiye halletmemize sebep oluyor.Çünkü oy verdiğimiz insdanlar aslında bizimde işimizi Devlet büroksasisne takılmadan kolay olarak yaptırmamıza neden oluyor.Aslında farkında olmadan ülkemize dolayısıyla gelecek kuşaklara zarar veriyoruz. Buna en güzel örnek "Zübük" filminden verebiliriz. Son iki sahne herşeyi özetliyor. Umarım bu durum değişir.Kendi Zübüklüğümüze bakmak lazım.

Not: Yazının ilham kaynağı Emre Alkiin'in bir paylaşımındandır.