Linkedin'de yapılan bir özlü söz paylaşımı ve buna yorumum.
"Kariyerim boyunca 9000'den fazla başarısız atış yaptım, 300'den fazla oyun kaybettim, 26 kez oyun kazandıracak atışı ıskaladım. Çabaladıkça başarısız oldum, başarısız oldukça çabaladım. İşte başarımın sırrı..." Michael Jordan
Jordan'ın bu sözünü ve buna ek biraz daha uzununu "iş dünyasında" hep paylaşılıyor. Başarısızlıkta pes etmemek lazım; doğru."Ama bu kendini bağlayan bir işte olursa olmalı." Eski Lisanslı basketbol oyuncusu ve 16 yaşında Bölgesel lig takımında A takıma yükselen biri olarak söyleyeyim, başkalarını da bağlayan bir işte, kime bu kadar imtiyaz tanınır? Ancak Jordan'sanız! Yani basketbolu bilmeyenler için söyleyeyim ki diğer takım oyunları içinde geçerlidir; takımın yıldızı yani takımın sayı makinesi top kullanma hakkına en çok sahip olandır (detaya girmiyorum) ve son "topu" onlar kullanır!Başarısız oldun mu bir daha ki sefere, başarılı oldun mu kralsın! Başkalarını da bağlayan bir işte ve özellikle iş dünyasında para mevzusu ise başarısızlığa ne kadar tahammül edilir ya da edersiniz?
Yeşilçam'ın eski usta yönetmenleri, oyuncuları konuşmalarında ne kadar dar imkanlarla sahneleri çektiklerini anlatırlar ve tekrara düşmediklerini söylerlerdi! Yeşilçam'ın Türk milletinin gönlünde yeri anlatmaya gerek yok herhalde. Sahneyi çekmeden önce defalarca prova yaparlarmış. Bazen bir oyuncunun evinde toplanıp fazladan çalışırlarmış. Bu biraz onların hata yapmaktan çekindikleri için değil, işlerini ne kadar sevdikleri ve onları sevenlere daha iyisini verebilmek için. Bu birazda hata yapmaktan korkan hiçbir şey yapamaz ya da hatalarımla buralara geldim vesaire vesaire diye zırvalayanlar için. Hata elbette insana ders verir. Ama sürekli hata ya kasttır ya aptallık. Biraz da imkan meselesi!
"Kariyerim boyunca 9000'den fazla başarısız atış yaptım, 300'den fazla oyun kaybettim, 26 kez oyun kazandıracak atışı ıskaladım. Çabaladıkça başarısız oldum, başarısız oldukça çabaladım. İşte başarımın sırrı..." Michael Jordan
Jordan'ın bu sözünü ve buna ek biraz daha uzununu "iş dünyasında" hep paylaşılıyor. Başarısızlıkta pes etmemek lazım; doğru."Ama bu kendini bağlayan bir işte olursa olmalı." Eski Lisanslı basketbol oyuncusu ve 16 yaşında Bölgesel lig takımında A takıma yükselen biri olarak söyleyeyim, başkalarını da bağlayan bir işte, kime bu kadar imtiyaz tanınır? Ancak Jordan'sanız! Yani basketbolu bilmeyenler için söyleyeyim ki diğer takım oyunları içinde geçerlidir; takımın yıldızı yani takımın sayı makinesi top kullanma hakkına en çok sahip olandır (detaya girmiyorum) ve son "topu" onlar kullanır!Başarısız oldun mu bir daha ki sefere, başarılı oldun mu kralsın! Başkalarını da bağlayan bir işte ve özellikle iş dünyasında para mevzusu ise başarısızlığa ne kadar tahammül edilir ya da edersiniz?
Yeşilçam'ın eski usta yönetmenleri, oyuncuları konuşmalarında ne kadar dar imkanlarla sahneleri çektiklerini anlatırlar ve tekrara düşmediklerini söylerlerdi! Yeşilçam'ın Türk milletinin gönlünde yeri anlatmaya gerek yok herhalde. Sahneyi çekmeden önce defalarca prova yaparlarmış. Bazen bir oyuncunun evinde toplanıp fazladan çalışırlarmış. Bu biraz onların hata yapmaktan çekindikleri için değil, işlerini ne kadar sevdikleri ve onları sevenlere daha iyisini verebilmek için. Bu birazda hata yapmaktan korkan hiçbir şey yapamaz ya da hatalarımla buralara geldim vesaire vesaire diye zırvalayanlar için. Hata elbette insana ders verir. Ama sürekli hata ya kasttır ya aptallık. Biraz da imkan meselesi!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder